İngilizce geniş zaman cümleleri örnekleri Türkçe anlamları ile birlikte 100 adet aşağıda bulabilirsiniz.
I know that you make cakes so tasty.
Kekleri çok lezzetli yaptığını biliyorum.
I know a person who can help you.
Sana yardım edebilecek birini tanıyorum.
I listen music before sleep and after woke up.
Uyumadan önce ve uyandıktan sonra müzik dinliyorum.
You find the book if you search it very well in your room.
Kitabı odanızda çok iyi ararsanız bulabilirsiniz.
We make so many mistakes and we need a helper.
Çok fazla hata yapıyoruz ve bir yardımcıya ihtiyacımız var.
I call my mom so we can together clean my room in a short time.
Annemi çağırırım, böylece odamı kısa sürede temizleyebiliriz.
I always ask you "why you open the window" but you never answer me.
Her zaman size "pencereyi neden açtığınızı" soruyorum ama bana asla cevap vermiyorsunuz.
I usually make cookies when I am alone in my home.
Evimde yalnız olduğumda genellikle kurabiye yaparım.
I tries to read a book but I get bored instantly.
Bir kitap okumaya çalışıyorum ama anında sıkılıyorum.
They tell me that I need to go from on this road.
Bana bu yoldan gitmem gerektiğini söylüyorlar.
Watching some movies rather than doing this makes me feel better.
Bunu yapmak yerine bazı filmleri izlemek beni daha iyi hissettiriyor
.
While learning English If you lose your motivation when you answered the questions wrongly, remember that people get stronger by learning the mistakes.
İngilizce öğrenirken Soruları yanlış cevaplarken motivasyonunuzu kaybederseniz, insanların hataları öğrenerek güçlendiğini unutmayın.
I work from home.
Evden çalışıyorum.
I don't want to be rude but you don't need to include so many eggs to the cake.
Kaba olmak istemiyorum ama pastaya çok fazla yumurta eklemenize gerek yok.
I believe in that each color has special meanings.
Her rengin özel anlamları olduğuna inanıyorum.
My mom trusts me about that I can drive her car very carefully.
Annem arabasını çok dikkatli kullanabileceğim konusunda bana güveniyor.
This singer makes so beautiful love songs.
Bu şarkıcı çok güzel aşk şarkıları yapıyor.
They spend their monies for nothing.
Paralarını boşuna harcıyorlar.
Foxes are cute animals.
Tilkiler sevimli hayvanlardır.
We can group the letters in two parts as the vowels ones and non vowels ones according to their voices.
Harfleri seslerine göre ünlüler ve sesli olmayanlar olarak iki parçaya ayırabiliriz.
The most important point to learn a language very well is first of all loving it.
Bir dili çok iyi öğrenmenin en önemli noktası her şeyden önce onu sevmektir.
I give you second chance.
Sana ikinci bir şans daha veriyorum.
Our main purpose is helping you.
Ana amacımız size yardımcı olmaktır.
These teacher in your class are really good.
Sınıfınızdaki bu öğretmen gerçekten çok iyi.
You still have a chance to escape.
Hala kaçma şansın var.
There are some differences between of American and English English.
Amerikan ve İngiliz İngilizcesi arasında bazı farklılıklar vardır.
If you act good to flowers they are being happy.
Çiçeklere iyi davranırsan mutlu olurlar.
I go to the school everyday.
Her gün okula giderim.
Students know their teachers.
Öğrenciler öğretmenlerini tanır.
Animals drinks water to go on their life.
Hayvanlar hayatlarına devam etmek için su içerler.
The weather is sometimes rainy, sometimes sunny.
Hava bazen yağışlı, bazen güneşli geçer.
We have English lesson in our school.
Okulumuzda İngilizce dersi var.
According to my opinion is learning German is more harder in comparison with English.
Kanımca Almanca öğrenmek İngilizce ile karşılaştırıldığında daha zor.
Everyone has dreams that he wants to come true.
Herkesin gerçek olmasını istediği hayalleri vardır.
I write my book regularly everyday.
Kitabımı her gün düzenli olarak yazıyorum.
Social Media is an useful tool to learn something about the people that we interested in.
Sosyal Medya, ilgilendiğimiz insanlar hakkında bir şeyler öğrenmek için yararlı bir araçtır.
This car doesn't work so it needes to be repaired.
Bu araba çalışmıyor, bu yüzden tamir edilmesi gerekiyor.
You can't blame on me because I am not guilty.
Beni suçlayamazsın çünkü suçlu değilim.
I must confess that I love you since so many years.
İtiraf etmeliyim ki seni yıllardır seviyorum.
We have to find the Spanish grammar book firstly to pass the Spanish exam.
İspanyolca sınavını geçmek için öncelikle İspanyolca dilbilgisi kitabını bulmalıyız.
Thanks to my school being close to home, I go and come easily.
Okulumun eve yakın olması sayesinde gidip kolayca geliyorum.
I have an unique idea to solve this problem.
Bu sorunu çözmek için benzersiz bir fikrim var.
If you give me a one more chance I be happy.
Bana bir şans daha verirsen mutlu olurum.
Can you see the beautiful woman who waiting at the bus stop?
Otobüs durağında bekleyen güzel kadını görebiliyor musunuz?
I don't want to listen news because they make me sad.
Haberleri dinlemek istemiyorum çünkü beni üzüyorlar.
Don't look your back. Cause looking back is just a waste of time.
Arkanıza bakma. Çünkü geriye bakmak sadece zaman kaybı.
You need to be careful before touching to animals to love.
Sevmek için hayvanlara dokunmadan önce dikkatli olmanız gerekir.
Can you do my homework?
Ödevimi yapabilir misin?
I answer all of your questions.
Tüm sorularınıza cevap veriyorum.
Do you still think that you will pass the exam?
Sınavı geçeceğinizi hala düşünüyor musunuz?
I know you very well dude.
Seni çok iyi tanıyorum dostum.
Tell me something that I don't know.
Bana bilmediğim bir şey söyle.
Making a fresh start sometimes brings a good chance.
Yeni bir başlangıç yapmak bazen iyi bir şans getirir.
A brand new day can be a reason to begin the day more happier.
Yepyeni bir gün, güne daha mutlu başlamak için bir neden olabilir.
I bear the big bag to the airport.
Büyük çantayı havaalanına taşıyorum.
It blow slowly.
Yavaşça esiyor.
They need to bind the rops of gift pack firmly.
Hediye paketinin iplerini sıkıca bağlamaları gerekiyor.
Some cats bite.
Bazı kediler ısırır.
The window is break suddenly.
Pencere aniden kırıldı.
We bring some flowers for our teacher.
Öğretmenimiz için biraz çiçek getiriyoruz.
Burning the trashes can be best solution.
Çöpleri yakmak en iyi çözüm olabilir.
I want to drink a glass of milk so I need to buy it from market.
Bir bardak süt içmek istiyorum, bu yüzden pazardan almam gerekiyor.
You need to work very well if you want to catch my English level.
İngilizce seviyemi yakalamak istiyorsanız çok iyi çalışmalısınız.
I come to the school with you.
Seninle okula geliyorum.
A good hairdresser must be a good hair cutter.
İyi bir kuaför iyi bir saç kesici olmalıdır.
I dig since morning but I don't see any special thing.
Sabahtan beri kazıyorum ama özel bir şey görmüyorum.
That blonde woman draws so good picture.
O sarışın kadın çok iyi bir resim çiziyor.
You tell me that you are ill, if so I suggest you to drinking the chicken soup.
Bana hasta olduğunu söylüyorsun, eğer öyleyse tavuk çorbasını içmeni öneririm.
Don't put the cup on the corner, it can fall.
Bardağı köşeye koymayın, düşebilir.
I regularly feed my cats every morning.
Her sabah düzenli olarak kedilerimi beslerim.
Birds flies.
Kuşlar uçar.
I feel better when you by my side.
Yanımda olduğun zaman kendimi daha iyi hissediyorum.
Don't forget to take your book.
Kitabınızı almayı unutmayın.
Give me a reason!
Bana bir sebep ver!
You need to run faster to catch the bus.
Otobüsü yakalamak için daha hızlı koşman gerekiyor.
I send you message on Instagram.
Sana Instagram'a mesaj gönderiyorum.
You can't hide from love.
Aşktan saklanamazsın.
I keep you safe.
Seni güvende tutuyorum.
Whenever I go to the picnic, I lose my bag.
Pikniğe her gittiğimde çantamı kaybederim.
Can you turn the lights on please?
Işıkları yakar mısın lütfen?
Follow me silently.
Beni sessizce takip et.
I lead you the right road.
Seni doğru yola götürüyorum.
Take my hand to help me.
Bana yardım etmek için elimi tut.
Do you mean that I am a good student?
İyi bir öğrenci olduğumu mu söylüyorsun?
The sun rises.
Güneş doğar.
She overdoes everything everytime.
Her zaman her şeyi abartıyor.
I sell my second hand dresses on the internet.
İkinci el elbiselerimi internette satıyorum.
Stars shine in the sky at the night.
Yıldızlar geceleri gökyüzünde parlar.
There's no any problem that you can't overcome as long as you want to overcome.
Üstesinden gelmek istediğiniz sürece üstesinden gelemeyeceğiniz bir sorun yoktur.
Show me the answers please!
Bana cevapları göster lütfen!
Please close the door when the rain begin.
Yağmur başladığında lütfen kapıyı kapatın.
I strive so much to pass the exam.
Sınavı geçmek için çok uğraşıyorum.
I hope you understand me one day.
Umarım bir gün beni anlarsın.
Teachers teach something to the their students.
Öğretmenler öğrencilerine bir şeyler öğretir.
Nobody can eat this bread as a whole so you need to split it.
Kimse bu ekmeği bir bütün olarak yiyemez, bu yüzden bölmen gerekir.
Don't wet your phone.
Telefonunuzu ıslatmayın.
To make money I stand all day.
Para kazanmak için bütün gün ayakta duruyorum.
Do you write the letter instead of me?
Benim yerine mektubu yazar mısın?
I like sleeping.
Uyumayı severim.
Why she speaks so loudly?
Neden bu kadar yüksek sesle konuşuyor?
Yukarıda bulabileceğiniz İngilizce geniş zaman cümleleri başka yerlerden alınmamış alıp, bizzat kendim tek tek yazdığım İngilizce geniş zaman örnekleridir.
Bu cümleler arasında olumlu ve olumsuz cümleler bulabileceğiniz gibi soru cümleleri, rica ve emir cümleleri de bulabilirsiniz.
0 comments:
Yorum Gönder
Konu hakkında anlamadığınız bir ayrıntı varsa, yorum formunu kullanarak soru sorabilirsiniz. Sizlere en kısa sürede geri dönüş yaparım.