11 Eylül 2020 Cuma

İngilizcede zamanlar ve cümle kuruluşları

İngilizcede zamanlar ve cümle kuruluşları örnekler ile ele alalım.

1. Present Tense (Geniş Zaman)


Geniş zamanda cümle kurmak için ana fiili özneye göre çekimleriz.

Örnek:

I read.
(Okurum.)

You read.
(Okursun.)

She reads.
(O, okur.)

Yukarıdaki örnek cümlelerde fiilin, özneye göre çekimlenmiş olduğunu görebiliyoruz. I ve you özneleri için “read” şeklinde kullanılırken, 3. tekil şahıs zamiri olan “She” için ise “reads” şeklini almıştır.

Geniş zamanda cümle kurmak aslında bu kadar basittir ve dilerseniz cümlenin sonuna zaman zarfı ekleyerek anlamı daha güçlü verebilirsiniz.

Örnek;

She reads book daily.
(O, günlük kitap okur.)

Yukarıdaki cümlede “daily” (günlük - her gün) zaman zarfı kullanılarak, daha güçlü bir anlam verilmiştir.

My teacher helps me always.
(Öğretmenim bana her daim yardım eder.)

Yukarıdaki cümlede ise “always” (daima) zaman zarfı kullanılmıştır.

Bu türden zarflar “sıklık zarfları” olarak da tanımlanır. İngilizce sıklık zarfları konusu altında, geniş zamanlı cümlelerde kullanabileceğiniz daha pek çok zaman zarfını bulabilirsiniz.

2. Present Continuous Tense
(Şimdiki Zaman)


Present continuous Tense aynı zamanda Present Progressive Tense olarak da adlandırılır. Yani her ikisi de aynı zamandır.

Şimdiki zamanda cümle kurmak için “to be” yardımcı fiilini ve süreklilik eki olan “-ing” ekini kullanıyoruz.

- “to be” yardımcı fiili, özneye göre şekil alır ve özneden sonra kullanılır.
- “ing” süreklilik eki, cümlenin ana fiiline eklenir.

Bu bilgileri dikkate alarak, bir örnek yazalım:

I am reading a book.
(Bir kitap okuyorum.)

Yukarıdaki örnek cümleye bakalım. “to be” yardımcı fiili, “I” öznesinden hemen sonra kullanılmıştır ve “I” öznesi, birinci tekil şahıs olduğundan, “to be” yardımcı fiili “am” şeklini almıştır.

Bir diğer önemli detay ise “-ing” ekidir. Daha önce ifade ettiğim gibi, “-ing” (-yor) eki, fiile eklenir ve cümlede fiil “to read” (okumak) olduğundan dolayı, “-ing” ekini almıştır ve “reading” şekline dönüşmüştür.

İngilizcede zamanlar ve cümle kuruluşları ile ilgili olarak şunu belirtmek isterim ki; şimdiki zaman denildiğinde aklınıza direkt olarak “to be” yardımcı fiili ile “-ing” süreklilik eki gelmelidir. Çünkü bu iki unsur, İngilizcede şimdiki zaman cümlesi kurabilmeniz için önemlidir.

Dikkatinizi çekmek istediğim bir diğer önemli detay ise bazı fiillerin “-ing” ekini almıyor olmasıdır. Mesela “to know” (bilmek), “to love” (sevmek), “to understand” (anlamak) gibi bazı fiiller “-ing” ekini almazlar. İşte bu yüzden bu fiilleri şimdiki zaman diliminde değil, geniş zaman diliminde kullanmalısınız.

“-ing” ekini almayan fiilleri şimdiki zaman diliminde kullanmak istediğiniz zaman, onları geniş zaman diliminde kullanmalısınız. Böylece verdikleri anlam zaten “şimdiki zaman” anlamı olacaktır ve aynı zamanda bu anlam “geniş zaman” anlamı da verir.

Mesela “I love you” dediğinizde, bu cümle hem şimdiki hem de geniş zaman diliminde geçerli bir cümledir. 

Aynı şekilde “I know you” (Seni tanıyorum.), “She understand the subject.” (O konuyu anlar/anlıyor) cümleleri de geniş zamanda kurulan ancak hem geniş hem de şimdiki zamanda anlam veren cümleler olarak sıralandırılabilir.

3. Simple Past Tense
(Basit Geçmiş Zaman)

Basit geçmiş zaman diliminde cümle kurarken şuna dikkat etmelisiniz; kuracağınız cümle isim cümlesi mi yoksa fiil cümlesi mi. Çünkü isim cümlesi ise “to be” yardımcı fiilini, fiil cümlesi ise “to do” yardımcı fiilini kullanmanız gerekir.

Bu araya bir parantez açalım, isim ve fiil cümlelerinin ne demek olduğunu biliyor musunuz? Eğer biliyorsanız aşağıdaki satırdan konuya devam edebilirsiniz ancak bilmiyorsanız küçük bir hatırlatma yapmak isterim; bir cümlenin yüklemi eğer “fiil” türünden bir kelime ise o cümle “fiil cümlesi” ama eğer yüklem “isim/sıfat” türünden bir kelime ise de, o cümle “isim cümlesi” olarak tanımlanır.

Aradaki farkı biliyor olduğunuzu varsayarak, Simple Past Tense (Basit Geçmiş Zaman) diliminde nasıl cümle kurulur konusuna devam ediyorum.

Eğer isim cümlesi ise “to be” yardımcı fiili kullanılır demiştim.

Buna göre, örnek bir cümle yazalım;

I was a good student.
(Ben iyi bir öğrenciydim.)

Yukarıdaki örnek cümleye bakalım. Öncelikle “was” kelimesine dikkatinizi çekmek istiyorum. “was” kelimesi, “to be” yardımcı fiilinin, 1. tekil şahsa göre geçmiş zamanlı şeklidir.

Öte yandan cümlenin yükleminin “student” (öğrenci) kelimesi olduğuna bakınız. Cümlenin yüklemi isim türünden bir kelime olduğu için bu bir isim cümlesidir ve isim cümlesi olması dolayısıyla da, “to be” yardımcı fiili kullanılmıştır.

Şimdi bir örnek daha verelim.

I did understand you.
(seni anladım.)

Yukarıdaki cümlede ise “to do” yardımcı fiilinin kullanıldığını görüyoruz. “to do” yardımcı fiilinin geçmiş zamanlı versiyonu “did” şeklinde olduğu için bu şekilde yazılmıştır.

Şunu da söylemek istiyorum, İngilizcede zamanlar ve cümle kuruluşları ile ilgili önemli bir ayrıntı; İngilizcede basit geçmiş zamanda cümle kurarken, isim cümleleri için to be ve fiil cümleler için to do yardımcı fiilinin kullanıldığını söylemiştim ancak “to do” yardımcı fiilini kullanmak zorunda değilsiniz.

Yani, yukarıdaki “I did understand you” şeklindeki örnek cümleyi ben aslında “to do” (yani did) yardımcı fiilini kullanmadan da yazabilirim. Bunu yapmak için “to understand” (anlamak) fiilinin geçmiş zamanlı şekli olan “understood” şeklini kullanmam gerekir.

Bu bilgilere göre;

I did understand you.
(seni anladım.)

cümlesini aşağıdaki gibi de yazabilirim;

I understood you.
(seni anladım.)

Her iki cümle de doğrudur yani bir yanlışlık yoktur fakat en çok hangisi tercih ediliyor diye soracak olursanız, ikinci kullanım şekli daha çok tercih edilmektedir. 

Mesela “I made a coffee” (bir kahve yaptım) şeklinde bir kullanımı her yerde duyabilirsiniz ancak “I did made a coffee” şeklinde bir kullanımı çok nadir duyarsınız ya da hiç duymazsınız bile. 

Fakat her iki şekil de doğrudur ve her iki şekilde Simple Past Tense kullanımıdır.

4. Past Continuous Tense
(Geçmişte Süreklilik Bildiren Zaman)

Üçüncü başlıkta basit geçmiş zamanı ele almıştık ve bu basit geçmiş zamanın başka bir versiyonu ise “süreklilik” bildiren versiyonudur.

Yani geçmişte sürekliliği ifade etmek için bu zaman dilimini kullanırız. Zaten aşağıdaki örnek cümleleri incelediğinizde de, kullanımını daha net anlayabilirsiniz.

I was searching for you.
(Seni arıyordum.)

Yukarıdaki cümleye bakalım. Öncelikle “to be” (was şeklinde) yardımcı fiilinin ve “-ing” (-yor) süreklilik ekinin kullanılmış olduğunu görüyoruz. 

Peki bu iki önemli ipucundan ne anlamamız gerekiyor?
Şöyle ki şimdiki zaman cümleleri kurarken de aynı şekilde “to be” yardımcı fiilini ve de “-ing” süreklilik ekini kullanmaktayız yani değişen bir şey yok ama tek fark ise Past Continuous Tense
(Geçmişte Süreklilik Bildiren Zaman) zaman diliminde “to be” fiilinin geçmiş zamanlı halini kullanıyoruz.

Aşağıda karşılaştırmaları bir örnek var;

I am searching.
(Arıyorum.)

I was searching.
(Arıyordum.)

Gördüğünüz gibi her iki cümlede de “to be” yardımcı fiili ve “-ing” eki kullanılmış olmasına rağmen birisi şimdiki zaman, diğeri ise geçmişte süreklilik bildiren zaman dilimine aittir.

5. Gelecek Zaman
(Future)

Genel olarak İngilizcede zamanlar ve cümle kuruluşları konusunda bence en kolay olanı gelecek zaman cümlesi kurmaktır.

İngilizce gelecek zaman cümlesi kurmanın birkaç farklı yöntemi var ancak bu yöntemlerden en popüler iki tanesinden bahsedeceğim.

Birinci yöntem “will” yardımcı fiilinin kullanılması.

Örnek;

I will read this book.
(Ben bu kitabı okuyacağım.)

Yukarıdaki örnek cümleye baktığımızda “will” yardımcı fiilinin özneden hemen sonra kullanılmış olduğunu ve anlam olarak da “-ecek, -acak” anlamı vermiş olduğunu görmekteyiz.

İkinci yöntem “to be going to” yapısını kullanmak.

Örnek;

I am going to read this book.
(Bu kitabı okuyacağım.)

Gördüğünüz gibi “to be going to” yapısı ile gelecek zaman cümlesi kurduğumuzda da herhangi bir anlam farklılığı olmuyor.

6. Perfect Tenses


Gel gelelim perfect tenselere. İngilizce zamanlar konusunda tabii ki en çok kafa karıştıran zaman dilimleri perfect tense zaman dilimleridir.

Ancak ben burada olabildiğince açık ve net bir şekilde sizlere perfect tense cümlelerinin mantığından bahsedeceğiz.

Öncelikle “perfect tense” ifadesini duyduğunuzda aklınıza direkt olarak “have” yardımcı fiili gelmelidir. Çünkü perfect tense cümleleri “have” yardımcı fiili ile yapılan cümlelerdir, “have” yardımcı fiili kullanılmadan perfect tense cümlesi yapılamaz.

Toplamda altı farklı perfect tense var. 
Aşağıda bu perfect tensleri ve örnek cümleleri bulabilirsiniz.

1. I have gone. 
(Present Perfect)

2. I have been going. 
(Present Perfect Continuous)

3. I had gone. 
(Past Perfect)

4. I had been going. 
(Past Perfect Continuous)

5. I will have gone. 
(Future Perfect)

6. I will have been going. 
(Future Perfect Continuous)

Perfect tense cümle yapıları biraz kafanızı karıştırabilir ancak zamanla tekrar ettiğinizDE İngilizcede zamanlar ve cümle kuruluşları hiç karıştırmayacaksınız. 

İngilizce gelecek zaman eki

İngilizce gelecek zaman eki diye bir şey yoktur. Çünkü İngilizcede gelecek zamanlı bir cümle kurmak için ek değil, yardımcı fiil kullanılır.

İngilizce gelecek zaman eki


Bence siz şunu soruyorsunuz, hani Türkçede “-ecek, -acak” şeklinde bir gelecek zaman eki var ya, bu ekin İngilizce karşılığını soruyorsunuzdur.

“will” yardımcı fiili, Türkçedeki “-ecek, -acak” gelecek zaman eklerinin karşılığıdır.

Türkçede “-ecek, -acak” ekini fiile ekliyoruz. 
Örnek; “gideceğim”

İngilizcede ise “will” yardımcı fiilini, fiile eklemeyiz, fiilden önce kullanırız.
Örnek: “I will go”

Yukarıdaki örnekte gördüğünüz gibi “will” yardımcı fiili, “go” (gitmek) fiilinden hemen önce yazılmıştır.

Ayrıca “will”, özneye göre değişmez. Hani bazı yardımcı fiiller var, öznenin kaçıncı şahıs olduğuna göre değişim göstermektedirler ancak “will” yardımcı fiili değişmez.

Cümlenin öznesi tekil ya da çoğul şahıs olabilir, hiç fark etmez, “will” hep aynı kalır.

Örnek:

She will read.
(O, okuyacak.)

Yukarıdaki örnek cümleye baktığımızda cümlenin öznesinin 3. tekil şahıs olduğunu görmekteyiz ancak “will” herhangi bir değişime uğramamış, aynı kalmıştır. Çünkü will hiç değişmez.

Sonuç olarak İngilizce gelecek zaman eki denildiği zaman aklınıza direkt “will” yardımcı fiili gelmelidir. Çünkü Türkçedeki “-ecek, -acak” gelecek zaman eklerinin karşılığı “will” yardımcı fiilidir.

Bu arada, “ek” ile “yardımcı fiil” arasındaki farkı da biliyor olmanız önemlidir.

Bu farkı temel olarak ifade edecek olursam; “ek” dediğimiz şeyler parçalardır ve kelimenin sonuna ya da başına eklenir. 

Örneğin “-ing” bir ektir. Bu ek, fiil türünden kelimelerin köküne eklenerek, “süreklilik” anlamı kazandırır. Bu nedenden dolayı, şimdilik zaman cümleleri yaparken “-ing” eki kullanılır.

Yardımcı fiil dediğimiz kelimeler ise ana fiile yardımcı olan fiillerdir.
Mesela “I will read” cümlesinde “will” yardımcı fiili “read” ana fiiline yardımcı olmuştur ve böylece o fiilin gelecek zamanda yapılacağını ifade etmiştir.

Son olarak şunu da söylemek isterim ki, İngilizce gelecek zaman cümlesi kurmanın farklı bir yöntemi daha var. Bazı kitaplarda bu “future 2” şeklinde de geçebiliyor.

Belki duymuşsunuzdur “to be going to” kalıbı ile de gelecek zaman cümlesi kurabilmek mümkündür.

Örnek;

I am going to drink some water.
(Biraz su içeceğim.)

Yukarıdaki örnek cümleyi incelediğimizde, “to be going to” yapısı ile İngilizce gelecek zaman cümlesi yapılmış olduğunu görmekteyiz.

Bu kalıbın kullanıldığı cümlelerde şuna dikkat etmek gerekir “to be” yardımcı fiili, cümlenin öznesine göre şekil değiştirmektedir.

Hani size demiştim ya “will” şahıslara göre asla şekil değişmiyor diye ama “to be” fiili ise şahıslara göre değişim göstermektedir.

Örnekler;

I am going to sleep.
(Uyuyacağım.)

Yukarıdaki cümlede özne 1. tekil şahıs olduğu için ve “to be” fiilinin 1. tekil şahıs şekli “am” şeklinde olduğu için “am” şeklinde yazılmıştır.

She is going to sleep.
(O, uyuyacak.)

Yukarıdaki cümlede ise özne 3. tekil şahıs olduğu için ve “to be” fiilinin 3. tekil şahıs şekli “is” olduğu için, “is” kullanılmıştır.

İngilizcede gelecek zaman eki ile ilgili olarak vermiş olduğum tüm bu bilgilere ek olarak, sizlere İngilizce gelecek zaman cümlesi kurmanın başka bir yönteminden de bahsetmek istiyorum.

“to be about to” yapısı ile de birazdan gerçekleşmesi muhtemel olan eylemleri ifade edebilmeniz mümkündür.

Örnek;

She is about to read.
(O, okumak üzere.)

Tabii ki tıpkı “to be going to” yapısında olduğu gibi, “to be about to” yapısında da “to be” fiili, cümlenin öznesine göre şekil değiştirmektedir.

10 Eylül 2020 Perşembe

İngilizcede soru sormak için…

İngilizcede soru sormak için iki farklı yöntem var.

1. Yöntem : Soru kelimesi kullanarak İngilizcede soru sormak.


Bildiğiniz gibi kelimelerin çeşitleri vardır. İsim türünden, fiil türünden, zarf, edat gibi çeşitli türlere ayrılmaktadırlar. Eğer İngilizce kelime çeşitleri konusunu bilmiyorsanız zaten “soru kelimesi” tanımı da net bir şekilde anlayamazsınız. 

Bu nedenle, eğer kelime çeşitleri konusunu bilmiyorsanız, daha önce yazmış olduğum İngilizce kelime türleri konusuna bakmanızı öneririm.

Soru kelimesi nedir?

Soru sormamıza olanak sağlayan kelimelere, “soru kelimesi” denir. Gündelik hayatta oldukça fazla soru kelimesi kullanırız. Bu kelimeler sayesinde soru cümleleri kurarız.

Bu kelimelerden bazıları aşağıdadır.

Who? (Kim?)
When? (Ne zaman?)
Where? (Nerede?)
How? (Nasıl?)
Which? (Hangi?)

Bu, yukarıda sıralandırmış olduğum soru kelimeleri, en çok kullanılan soru kelimelerinden birkaç tanesidir.

Tıpkı Türkçede yaptığımız gibi, İngilizcede de bu kelimeleri kullanarak soru sorabiliriz. Peki bunu nasıl yapabiliriz?

İngilizcede soru sormak özellikle de öğelerin dizilişi aşamasında kafa karışıklığına sebebiyet vermektedir. Bazı arkadaşlar “hangi öğe nereye gelecek?” karmaşası yaşıyorlar.

Şunu açık ve net bir şekilde söylemek isterim ki, İngilizce öğrenmek aşamasında hemen herkes bu karmaşayı yaşıyor ama zamanla, pratik yaptıkça bu sorunu aşmış oluyorsunuz.

Şimdi… Konumuza dönecek olursak; soru kelimelerini kullanarak nasıl soru sorarız?

Aslında olay çok basit. Yapmamız gereken şey, önce hangi soru kelimesi kullanacağınızı belirlemelisiniz, ardından belirlemiş olduğunuz kelime ile soru sormaya başlayacaksınız.

Mesela birisine “Ne zaman geleceksin?” şeklinde bir soru sormak istiyorsanız, bunun için “ne zaman” sorusunun İngilizce karşılığı olan “when” soru kelimesini kullanmanız gerekir.

Dolayısıyla cümleye “when” kelimesi ile başlarız. Bu soru kelimesinin hemen ardından yardımcı fiili şaaak diye yerleştiririz.

Örnek;

When will you come?
(Ne zaman geleceksin?)

Yukarıdaki örnek cümleye bakınız. “when” soru kelimesinden hemen sonra “will” gelecek zaman yardımcı fiilinin kullanılmış olduğunu görmekteyiz.

Tabii şöyle de bir şey var… Soruyu hangi zaman dilimine göre sorduğunuza göre, soru kelimesinden sonra kullanacağınız yardımcı fiil de farklılık gösterecektir.

Mesela yukarıdaki soru gelecek zaman dilimine göre sorulmuş bir sorudur ancak biz bu soruyu şimdiki zamana göre sorarsak, bu seferde şimdiki zaman diliminde kullanmış olduğumuz “to be” yardımcı fiilini kullanmamız gerekir.

Aynı soruyu şimdiki zaman diliminde soralım;

When are you coming?
(Ne zaman geliyorsun?)

Yukarıdaki örnek cümleye bakalım. Bu defa “when” soru kelimesinden sonra “will” değil, “are” (yani to be yardımcı fiili) gelmiştir. Çünkü bu soru Present Continuous Tense (ya da diğer adı ile Present Progressive Tense) zaman diliminde sorulmuştur ve bu zaman diliminde “to be” yardımcı fiili kullanılır.

Şimdi bana şu soruyu sorabilirsiniz. Soru kelimesinden sonra mutlaka bir yardımcı fiil yazılması gerekiyor mu yani şart mı diye sorabilirsiniz. Bu sorunun cevabı “evet”.

Bu durumu şöyle izah edebilirim; mesela geniş zamanda bir cümle kurarken yardım fiil kullanıyor muyuz? Cevap “hayır”. 

O halde geniş zamanda İngilizcede soru sormak için de herhangi bir yardımcı fiil kullanmamız da gerekmez diye düşünebiliriz ancak geniş zamanda soru sormak için “to do” yardımcı fiilini kullanmamız gerekir.

Sonuç olarak; hangi zaman diliminde soru soracaksanız, o zaman diliminde kullanılan yardımcı fiili, soru kelimesinden hemen sonra kullanmanız gerekir.

Şimdi… Yukarıda hem gelecek hem de şimdiki zaman dilimleri için yazmış olduğum örnek cümleyi bu defa geniş zaman dilimine göre yazalım.

When do you come?
(Ne zaman gelirsin?)

When do you want?
(Ne zaman istersin?)

When do you drink?
(Ne zaman içersin?)

Şimdi diğer soru kelimelerini de kullanarak birkaç örnek soru daha soralım.

Who are you?
(Sen kimsin?)

Who did this?
(Bunu kim yaptı?)

Who wants to know?
(Kim bilmek ister?)

Bu cümleye dikkat edin. “to want” fiili, sonuna -s eki almıştır. Bunun nedeni “who” soru kelimesinin 3. tekil şahıs olarak kabul edilmesinden dolayıdır.

What is this?
(Bu nedir?)

How are you?
(Nasılsın?)

Bu basit soru örneklerinden sonra biraz daha uzun bir soru soralım...

What do you do if someone confesses their love to you?
(Birisi sana aşkını itiraf ederse ne yaparsın?)

Yukarıdaki sorunun iki cümlecikten oluştuğunu görüyorsunuz. “... if …” ifadesinden sonraki kısım ikinci cümle, koşul cümlesi ya da yan cümlecik olarak tanımlayabiliriz.

Sonuç olarak bu örnek cümlenin “geniş zaman” diliminde olduğunu ve bundan dolayı da “to do” fiilinin yardımcı fiil olarak, “what” (ne) soru kelimesinden hemen sonra kullanılmış olduğunu görmekteyiz.

2. Yöntem : Yardımcı fiil kullanarak İngilizcede soru sormak


to do, to be, can gibi yardımcı fiilleri kullanarak İngilizcede soru sormak mümkün.

Bu yardımcı fiilleri kullanarak soruya başlayabilirsiniz ya da soru kelimeleri ile birlikte bu yardımcı fiilleri kullanarak da soru sorabilirsiniz, size kalmış.

Yardımcı fiil kullanarak soru sormak;

Can you help me?
(Bana yardım edebilir misin?)

Can you open the door?
(Kapıyı açabilir misin?)

Yukarıdaki örnek cümleye bakalım. Bu örnek cümle, “can” yardımcı fiilinin kullanımı ile kurulmuştur. 

Yardımcı fiil kullanarak İngilizcede soru sormak için cümleye direkt yardımcı fiil ile başlıyoruz. Bu nedenden dolayı örnek cümle “can” ile başlamıştır.

Do you want?
(İster misin?)

Yukarıdaki cümlede de “to do” yardımcı fiili kullanılmıştır. Hem bu cümlede hem de bir önceki cümlede fark ederseniz yardımcı fiilden hemen sonra şahıs zamiri kullanılmıştır.

Do I want?
(İster miyim?)

Does she want?
(O ister mi?)

Yukarıdaki örnek cümleler “fiil cümleleri” ve bu yüzden dolayı da “to do” yardımcı fiili kullanılarak bu soru cümleleri kurulmuştur.

Eğer isim cümleleri kuracak olsaydık, “to be” yardımcı fiilini kullanırdık.

Örnekler;

Are you female?
(Bayan mısın?)

Is she beautiful?
(O güzel mi?)

Is it possible?
(mümkün mü?)

Is this possible?
(bu mümkün mü?)

Is this computer fast?
(bu bilgisayar hızlı mı?)

Ama şuna da dikkat, sırf “to be” yardımcı fiili ile bir soru cümlesi kurulmuş diye, bu durum o soru cümlesinin mutlaka isim cümlesi olduğu anlamına gelmez.

Mesela Şimdiki Zaman dilimine ait bir soru cümlesi kurmak için de, cümleye “to be” yardımcı fiili ile başlamanız gerekir.

Örnek;

Are you coming today?
(Bugün geliyor musun?)

Gördüğünüz gibi yukarıdaki cümle de, “to be” yardımcı fiili ile başlamıştır ancak cümledeki diğer öğelerden ve de “-ing” süreklilik ekinden, cümlenin şimdiki zaman diliminde kurulmuş bir soru cümlesi olduğunu anlıyoruz.

Sonuç olarak;

İngilizcede soru sormak için temel olarak iki farklı yöntem var. Ya soru kelimesi kullanarak ya da yardımcı fiil kullanarak sorunuzu sorarsınız.

Ancak şunu unutmayın. Hangi yöntem ile soru soracak olursanız olun, sorunun zamanına göre doğru yardımcı fiili kullanmaya dikkat edin.

- Soru kelimesi kullanarak soru soracaksanız, soru kelimesinden hemen sonra yardımcı fiili yerleştirmelisiniz.

- Yardımcı fiil kullanarak soru soracaksanız da, yardımcı fiilden hemen sonra özneyi yerleştirmelisiniz.