28 Ocak 2020 Salı

İngilizce Can Konu Anlatımı | Could | Able to

Can konu anlatımı ve örnek can cümleleri aşağıda bulabilirsiniz.

"can" (-ebilmek) anlamına gelen bir yardımcı fiildir.

Fiilin şekline etki eder.

Örneğin;

I fly.
(uçarım.)

I can fly.
(uçabilirim.)

Gördüğünüz gibi yükleme "-ebilmek" anlamını kazandırdı.

Düz cümlede "can" yardımcı fiili, cümlenin öznesinden hemen sonra yazılır.



Aşağıdaki cümleleri inceleyiniz. Bu cümlelerin her birisinde özneden sonra "can" yardımcı fiili gelmiştir.

- I can go.
(Gidebilirim.)

- You can find.
(Bulabilirsin.)

- She can drink water.
(O su içebilir.)

- We can play a game if you have enough time.
(Eğer yeterince zamanın varsa oyun oynayabiliriz.)

- The teacher can find you; even if you hide under the table.
(Masanın altına gizlensen bile öğretmen seni bulabilir.)

Soru cümlesinde can yardımcı fiili cümlenin en başına gelir.

- Can she find me even if I hide under the table?
(Masanın altına saklansam bile o beni bulabilir mi?)

- Can you play?
(Oynayabilir misin?)

- Can you help me? 
(Bana yardım edebilir misin?)

- Can you cut your own hair? 
(Kendi saçını kesebilir misin?)

Can ile ilgili olumsuz cümleler

Can yardımcı fiilinin kullanıldığı bir cümleyi olumsuz hale getirmek için "not" olumsuzluk ekini kullanırız. "not" ile "can" yan yana kullanılır.

- He can not swim.
(O yüzemez.)

- She can not find my book.
(O kitabımı bulamaz.)

- They can not go to Germany without a bus.
(Onlar bir otobüs olmadan Almanya’ya gidemez.)

Yukarıdaki cümleleri incelediğinizde, olumlu cümlelerden tek farkının “not” olumsuzluk ekinin eklenmiş olduğunu görebilirsiniz.

Öte yandan gündelik konuşmalarda ve hatta yazışmalarda kolaylık olsun diye can ve not birleştirilerek kullanılır. Bu nedenle can’t şeklinde yazılır ve okunur.

Örnekler;

- I can’t read a book now. 
(Şu an bir kitap okuyamam.)

- Dog can’t jump over the wall.
(Köpek duvarın üzerinden atlayamaz.)

Yukarıdaki cümlelerde gördüğünüz gibi can ve not birleşerek can’t şeklinde yazılmıştır. Bu tür bir kullanımda, okunuşta da seste farklılık olur.

Bu nedenle okunuşlar aşağıdaki gibidir;

- can : ken
- can not : kennat
- can’t : kent

- I can not swim 
(Ay kennat svim.)

- I can’t swim 
(Ay kent svim.)



Could konu anlatımı

Could, can fiilinin geçmiş zamanlı halidir.
Simple Past Tense (Basit Geçmiş Zaman) cümlelerinde can yerine could kullanırız.

- I can read a book. 
(Bir kitap okuyabilirim)

Yukarıdaki örnek cümle geniş zamanlı bir cümledir. Bu nedenden dolayı can şeklinde kullanılmıştır.

- I could read a book. 
(Bir kitap okuyabilirdim)

Yukarıdaki örnek cümle ise geçmiş zamanlı bir cümledir. Bu yüzden can, geçmiş zamandaki hali could kullanılmıştır.

- I could not go to school today.
(Bugün okula gidemedim.)

- I could go to school today.
(Bugün okula gidebilirdim.)

- I can not go to school today.
(Bugün okula gidemem.)

- I can go to school today.
(Bugün okula gidebilirim.)

Ben bu cümleleri kurarken kısaltma yapmadım ancak siz can ve not ifadelerini birleştirip, can’t şeklinde kısaltırsanız daha pratik olur ve zaten gündelik konuşmalarda, yazışmalarda da bu şekilde kısaltılmış halde kullanılıyor.

Can be able to konu anlatımı

Can could be able to konu anlatımı olabildiğince net bir şekilde yapmaya çalışacağım. Çünkü bazen bu ifadelerin birbirlerine karıştırıldığını ya da net bir şekilde anlaşılmadığını fark ediyorum.

Öncelikli olarak, yazının buraya kadarki olan kısmını okuduysanız zaten can ve could ifadelerinin ne zaman kullanıldığını anlamışsınızdır. Şimdi ise karşımızda yeni bir ifade var; able to.

Şunu söylemek isterim ki "can" ve "able to" ikisi de aynı anlamı vermektedir.

Örnekler;

- I can read a book. 
(Bir kitap okuyabilirim.)

- I am able to read a book. 
(Bir kitap okuyabilirim.)

Yukarıdaki örnek cümleleri incelediğimizde, hem "can" hem de "able to" ile kurulmuş cümlenin aynı anlama sahip olduğunu görüyoruz. İşte bu durumda "can" ile "able to" arasındaki fark nedir, bunu soruyor olabilirsiniz.



Able to > fiilin yapabilirlik derecesine vurgu yapar | geçmiş ve gelecek zamanda daha çok tercih edilir
can > vurgu yapmaz | geniş zamanda daha çok tercih edilir

Örnekler:

- I can listen music. 
(Müzik dinleyebilirim.)
(Genel olarak müzik dinleyebilirim demek isteniyor)

- I am able to listen music. 
(Müzik dinleyebilirim.)
(Yani müzik dinlemek eylemini yapabilir olduğunu vurguluyor.)

- She can run. 
(O koşabilir.)
Genel olarak koşabilir anlamında.

- She is able to run. 
(O koşabilir.)
Koşma fiilini gerçekleştirebilir anlamında.

Sonuç olarak; söz konusu fiilin yapılabilirliğini vurgulamak istediğimizde able to kullanabiliriz ancak geniş zamanda able to yerine can kullanımı daha çok tercih edilir.

Able to kullanımı ise daha çok gelecek ve geçmiş zamanda tercih edilir. Eğer able to kullanılacaksa, able to ifadesinden sonra to be yardımcı fiilinin de kullanılması gerektiğini unutmayın.

0 comments:

Yorum Gönder

Konu hakkında anlamadığınız bir ayrıntı varsa, yorum formunu kullanarak soru sorabilirsiniz. Sizlere en kısa sürede geri dönüş yaparım.