Bu yazıda İngilizce öğrenmek isteyen ya da öğrenme aşamasında olan kişilerin sıkça sorduğu sorulara kendimce cevap vermek istiyorum.
Peki ben kimim ki, bu sorulara cevap veriyorum?
Kısaca kendimden bahsedecek olursam; küçük yaşlardan beri İngilizce başta olmak üzere Almanca, İspanyolca, Portekizce, Bulgarca gibi dillerde sürekli kendisini geliştirmekte olan bir kişiyim. Aynı zamanda Eğitim Fakültesinde öğrenim görmüş birisi olarak cevap veriyorum.
O halde sorulara geçelim…
-Soru : İngilizce öğrenmenin yaşı var mı?
Bence yok. Çünkü beyin durmadığı sürece, yeni bir şey öğrenmesi imkansız değildir. Eğer 65 yaş ve üzerinde değilseniz, yeni bir dil öğrenmek ya da yeni bir şey öğrenmek için bence asla geç değildir.
Bazı insanlar, İngilizcenin ya da diğer yabancı dillerin sadece küçük yaşlarda en iyi bir şekilde öğrenilebildiğini savunuyor. Ben de küçük yaşlardan itibaren yabancı dil öğrenmeye başlamış birisiyim ancak buna katılmıyorum.
Bir insan kaç yaşında olursa olsun, yabancı dil temeli olsun ya da olmasın fark etmez, eğer gerçekten bir dili öğrenmek istiyorsa ve merak salmışsa, çok rahat ve keyifli bir şekilde öğrenir.
Soru : The nedir?
“The” kelimesinin Türkçede bir karşılığı olmadığı için ilk kez öğrenmekte olan kişiler zorluk yaşıyorlar. Halbuki the kelimesinin mantığını anlamak için birkaç örnek yapmak yeterlidir.
The : belirli bir şey
a : herhangi bir şey
book : kitap (genel olarak kitap, yani evrendeki tüm kitaplar)
The book : kitap (belirli bir kitap, mesela masanın üstündeki kitap, okulda unutulan kitap, öğretmenin istediği kitap, sizin yarın alacağınız kitap, satışa çıkan kitap, geçen yaz okuduğunuz kitap vs. vs. yani belirli bir kitaptan bahsediliyor)
a book : herhangi bir kitap (kitabın ne kitabı olduğu önemli değildir, herhangi bir kitap)
Umarım bu örnekler ile the kullanımını daha net anlatabilmişimdir. Ayrıca daha geniş çaplı konu anlatımı için The Nedir, The kullanımı, The konu anlatımı isimli daha önce yazmış olduğum yazıma bakabilirsiniz.
Soru : İngilizcede çok zaman var, karıştırıyorum, nasıl öğrenebilirim?
İngilizce öğrenmek aşamasında en çok zorlanılan konulardan birisi de zamanlar konusudur. Aslında zamanlar konusunun karıştırılıyor olma sebebi, birçok kaynakta karışık bir şekilde veriliyor olmasından kaynaklanmaktadır. Halbuki zamanları ortak özelliklerine göre gruplandırdığımızda, öğrenilmesi son derece keyifli ve kolay bir hale gelebilmektedir.
Ben daha önce yazmış olduğum “İngilizce Zamanları Karıştırıyorum, Nasıl Ayırt Ederim?” isimli konuda nasıl bir gruplandırma yapabildiğimizi ve zamanları nasıl kolayca birbirinden ayırt edebildiğimize dair ipuçları vermiştim.
Burada özet geçmem gerekirse;
1. Grup - Normal Zamanlar
Bu grup herkesin bildiği zamanlardır;
- Geniş (yaparım) (mastar eki atılarak kullanılır)
- Şimdiki (yapıyorum) (to be + ing)
- Geçmiş (yaptım) (düzenli fiiller -ed alır, düzensizler özel halleri ile yazılır)
- Gelecek (yapacağım) (will + fiil)
2. Grup - Bitmiş Zamanlar
Bu grup ise “perfect” olarak adlandırılmaktadır.
- Genişte bitmiş (yaptım) (have + 2. hal)
- Şimdiki bitmiş (yapıyordum) (have + been + ing)
- Geçmişte bitmiş (yapmıştım) (had + 3. hal)
- Gelecekte bitmiş (yapmış olacağım) (will + have + 3. hal)
Perfect yani bitmiş zamanlar ne zaman kullanılır?
Cevap basit : Eğer fiilin yapılış zamanından ziyade yapılma durumu ya da etkisi daha önemliyse, perfect tense kullanılır.
Soru : İngilizce öğrenmek için kurs şart mı, evden ve internetten ingilizce öğrenmek zor mu ya da kolay mı?
Bu aslında çok kişisel bir soru. Çünkü herkesin dil öğrenimine bakış açısı farklılık gösterdiği gibi, nasıl bir ortamda daha verimli bir şekilde dil öğrenebildiği de değişkenlik gösterir. Bu nedenden dolayı, bu konu hakkında farklı görüşler söz konusudur.
Bazı kesimler dilin sosyal bir iletişim aracı olduğuna dikkat çekmekte ve bu nedenden dolayı öğrenmenin en iyi yönteminin sosyal bir ortamda etkileşim kurmak olduğunu savunmaktadır.
Bazı kesimler ise bir dili öğrenmek için mutlaka o dilin ana dil olarak konuşulduğu ülkeye gidilmesi ve orada en az 2 yıl yaşanması gerektiğini savunmaktadır.
Bense bu görüşleri savunmuyorum. Çünkü bana göre bir dili öğrenmek için kurs ya da o dilin konuşulduğu ülkeye gitmek şart değildir.
Artık internet olarak adlandırdığımız bu iletişim aracını kullandığımıza göre, binlerce dolar harcayıp Amerikaya gitmemize gerek yok. Üstelik internet ortamında İngilizce şarkılar, diziler ve filmler sayesinde çok daha keyifli bir şekilde dilimizi geliştirme imkanına sahibiz.
Kursa gidip, gitmemek ise tamamen kişisel tercih ile alakalıdır. Eğer sosyalleşmeyi seven ve daha da önemlisi sosyal bir ortamda, fiziksel bir öğretici vasıtasıyla İngilizceyi daha iyi, daha net ve daha anlaşılır bir şekilde öğreneceğinize inanıyorsanız tabii ki kursa gitmelisiniz.
Öte yandan tek başınıza birşeyler öğreneceğinize inanıyorsanız ve bunu gerçekten istiyorsanız, tek başınıza evden internetten bulduğunuz kaynaklar ile de İngilizce öğrenebilirsiniz.
Bu konuda sizler de aşağıdaki yorum formunu kullanarak kendi kişisel düşüncelerinizi yazabilirsiniz. Sizce?
Soru - İş ingilizce, okul ingilizcesi, çocuk ingilizcesi gibi şeyler ne demek, bunlar farklı mı?
Aslında iş ingilizcesi diye kast edilen şey, belli bir sektörde en çok ihtiyaç duyulan esasların öğretilmesine dayanır.
Mesela ekonomi sektörüne yönelik bir iş ingilizcesi ders programında ekonomi ile ilgili terimler ve konuşma pratikleri ele alınırken, aşk itirafları gibi bir konu ele alınmaz. Çünkü amaç ekonomi sektörü ile ilgili çalışanların aralarında iletişim kurabilmesini sağlamaktır ve bu doğrultuda konu içerikleri belirlenmektedir.
Çocuk İngilizcesi olarak tanımlanan kategoride ise çocukların kolayca anlayabileceği bir şekilde İngilizce kavramların öğretilmesi amaçlanır.
Ben şahsen İngilizceyi bu tarz kategorilere ayırmanın doğru olmadığına inanıyorum. Sonuçta ortada bir dil var ve bu dili öğrendiğinizde hemen her konuda konuşabilir, iletişim kurabilirsiniz.
Soru - Sınavda hangi sorular, hangi kelimeler çıkar?
İster ilkokul, ister lise okuyor olun hiç fark etmiyor. Öğretmeniniz size sadece işlemiş olduğunuz konular hakkında sorular soracak ve aynı şekilde derste bahsettiği kelimelerden soracaktır. Bu nedenle not almak önemlidir ve eğer sınava hazırlanıyorsanız, bunun için not aldığınız konulara mutlaka bakın.
Konu başlıkları ile ilgili benim blogumda araştırma yaparak örnek cümleleri ve alıştırmaları bulabilirsiniz. Bu sayede sınava kendinizi hazırlayabilir ve iyi bir not alabilirsiniz.
Soru - Sıfırdan İngilizce öğrenmek için ne gerekiyor?
Sıfırdan ya da bir diğer ifade ile temelden İngilizce öğrenmek isteyen birisine benim ilk önerim Türkçe dilbilgisi öğrenmesidir.
Ne alakası var diye soruyor ya da merak ediyor olabilirsiniz. Şöyle ki; standart dilbilgisi terimleri, hemen her dilde aynıdır ve yeni bir dil öğrenirken, eğer bu standart dilbilgisi terimlerini biliyorsanız öğrenmeniz mümkün olacaktır.
Dilbilgisi nedir, dilbilgisi terimlerini bilmeyen birisinin yabancı bir dili öğrenebilme ihtimali bence imkansızdır.
Ben sizlere blogumda zaten bilmeniz gereken temel tanımlardan sıkça bahsediyorum. Bu yüzden blogumdaki İngilizce derslerime bakmanızı öneririm.
Sizin de İngilizce öğrenmek ile ilgili sorularınız varsa, aşağıdaki yorum kısmından sorabilirsiniz.
0 comments:
Yorum Gönder
Konu hakkında anlamadığınız bir ayrıntı varsa, yorum formunu kullanarak soru sorabilirsiniz. Sizlere en kısa sürede geri dönüş yaparım.