"Kısmen" diyorum çünkü sadece film izleyerek, İngilizce'yi tamamen öğrenmenin mümkün olduğuna inanmıyorum.
Ben bu yazıda daha çok kendi deneyimlerimden bahsetmek ve sizlere de film önerileri sunmak istiyorum. Bu nedenle bu yazıyı ara ara güncelleyeceğim.
Film önerilerine geçmeden önce film izleyerek ingilizce öğrenmek konusundaki kendi deneyimlerimden kısaca bahsetmek istiyorum.
Deneyimlerim;
- En başında ise gündelik hayatta kullanılan cümleler ve kalıpları sık sık duyuyorsunuz. Kulağınız aşinalık kazanıyor.
- Birçok filmde, gündelik hayattaki konuşmalar sıkça geçer. Bu sayede artık bu ifadeleri duyduğunuzda hemencecik anlıyorsunuz.
- İleri seviye İngilizce kalıplarını öğrenip, bu kalıpları kullanarak kendiniz de yeni cümleler kurmaya başlayabilirsiniz.
- Farklı aksanlarda, İngilizce kelimelerin ne kadar da farklı telaffuz edildiğini fark edeceksiniz.
- Duyduğunuz kelimeleri doğru mu duyduğunuzu altyazıya bakarak kendinizi test etmiş oluyorsunuz.
- Duyduğunuz kelimeyi telaffuzundan, yazılışını tahmin edebiliyorsunuz. Bu sayede kelime ezberleme çalışması da yapmış oluyorsunuz.
- Film izlerken; dinleme, ezberleme ve anlama çalışmalarını aynı anda yapmış oluyorsunuz. Hem de bunu zorunlu bir ders gibi değil, tamamen film izleme keyfi ile yapıyorsunuz.
- Mesela bir kelimeyi yanlış, eksik duyduysanız ya da tekrar tekrar duymak istiyorsanız filmi geri alıp, defalarca kez o kelimeyi dinleyebilirsiniz. Ben bu şekilde birçok kelimeyi telaffuzu ile birlikte hafızama kaydetmiş oldum.
Şimdilik benim deneyimlerim bu kadar. Ancak filmleri izlemeye devam ettikçe bu deneyimlerimi güncelleyeceğim.
İngilizce Film İzlemek İsteyenler için Önerilerim;
- Bence en iyisi direkt İngilizce olarak izleyin. Ancak dilerseniz en başlarda Türkçe altyazılı, sonrasında İngilizce altyazılı olarak izleyebilirsiniz.
- İngilizce altyazılı izlemek de önemli bir fayda sağlar. Mesela duyduğunuz kelimeleri doğru mu duyduğunuzu anlamak için altyazıya bakabilirsiniz. Aynı durum Türkçe altyazılı filmler için de geçerlidir.
- Filmdeki seslerin açık ve net bir şekilde duyulabilir olması önemlidir. Bu da filmin çözünürlüğü ile ilgili bir durumdur.
- Çözünürlüğün en az 480p ve hatta ideal olarak 720p olarak tercih edilmesini öneririm. Bu sayede filmdeki kelime ve cümlelerin telaffuzlarında çıkan seslerin daha net anlaşılması mümkün olacaktır.
- Filmi sürekli, birkaç saniye geri sarmanızı öneririm. Her kelime ve cümleyi tek seferde anlamayabilirsiniz ya da tek seferde anlasanız bile, telaffuzunu siz de tekrarlamak isteyebilirsiniz.
Özellikle de telaffuzuna fazla aşina olmadığınız kelimeler için bu tekrarları yapmanız; anlama, dinleme ve konuşma yetinizi önemli ölçüde geliştirecektir.
Sonuç olarak; filmdeki konuşmaları sürekli birkaç saniye geri sarmanıza gerekeceği için VLC player ile izlemenizi tavsiye ederim.
- Filmde söylenen kelime ve cümleleri anlamak için aynı zamanda filmdeki olayların genel gidişatını ve o an hangi sahnede neler olduğunu göz önünde bulundurun.
Ben mesela sizlere aşağıda izlediğim filmler hakkında genel bilgi veriyorum ve konusundan bahsediyorum. Filmi izlerken siz de filmin konusunu göz önünde bulundurabilirsiniz.
Mesela iki kişi ilk defa karşı karşıya geldiklerinde, birbirleri ile muhtemelen selamlaşırlar. Yani filmin gidişatı doğrultusunda konuşacakları kelime ve cümleleri tahmin edip aynı zamanda dinleyerek daha net anlayabilirsiniz.
- Duyduğunuz bir kelimenin; fiil mi, isim mi, edat mı ya da hangi türden olduğunu da mutlaka düşünün ve eğer bilmiyorsanız Google Translate açıp bakın.
Cümle içerisinde o kelime nasıl kullanılmış, hangi görevi almış bakınız. Mesela fiil ise hangi şahsa ve hangi zamana göre çekimlenmiş bunu dikkate alın.
İngilizce öğrenmek için film izlemek konusunda verebileceğim öneri ve taktikler şimdilik bu kadar. İlerleyen zamanlarda kendim deneyimleyip, sizlere bu konuda daha fazla film önerileri sunmayı planlıyorum.
İzlediğim filmler ve deneyimlerim
Dumb and DumberYıl : (1994)
Tür : Komedi
Konu : Bekar olup, birlikte yaşayan iki arkadaş daha iyi bir hayat için kendi işlerini (solucan dükkanı) kurmayı planlıyorlar.
Ancak mevcut iş hayatlarında hiç de başarılı ve şanslı değildirler. Bu nedenle para konusunda sıkıntı yaşarlar.
Arkadaşlardan bir diğeri (Lloyd) (Jim Carrey oynuyor), şoförlük yapmakta ve bu sırada bir kadına aşık olmuştur.
Aşık olduğu kadın ise Amerika'nın Colorado eyaletinde küçük ve soğuk iklime sahip bir kasaba olan Aspen'e gitmiştir.
Llyod, hem kadının havaalanında bıraktığı çantayı kadına götürüp onun kalbini kazanmak hem de yeni bir hayat için arkadaşını da ikna ederek Aspen'e doğru yola çıkarlar.
Daha önce defalarca kez izlediğim bu komedi filmini, film izleyerek İngilizce öğrenmek isteyen herkese ayrıca öneriyorum.
The Whole Nine Yards
(Komşum bir katil)
Yıl : 2000
Tür : Suç, Çatışma
Konu : Evli ancak yaşadığı hayattan pek de mutlu olmayan bir dişçinin karşısındaki bir eve yeni komşusu taşınıyor.
Yeni taşındığı komşusu daha önce kirli işlere bulaşmıştır. Bunu öğrenince panikleyen dişçi, bu komşusundan uzaklaşmaya çalıştıkça daha da olayların içinde kalacaktır.
Ben bu filmi sıkılıp yarıda kapattım. Çünkü bana bir keyif vermedi ve sizlere de pek önermiyorum açıkçası.
Filmdeki karakterleri de beğenemedim açıkçası. En başında ise adamın karısı. Fransız gibi değişik bir aksanla konuşuyordu. Bu nedenle İngilizce telaffuzları oldukça başarısızdı.
Bu kadının itici bir şekilde İngilizce konuşmasına fazla dayanamayıp, filmi kapattım.
0 comments:
Yorum Gönder
Konu hakkında anlamadığınız bir ayrıntı varsa, yorum formunu kullanarak soru sorabilirsiniz. Sizlere en kısa sürede geri dönüş yaparım.